TARİHÇEMİZ

 





Elmalik kasabasi'nin cografi konumunu yani yerlesim durumunu hepimiz biliyoruz. Dogusunda Çam tepesi, batisinda Tuzla tepesi ,kuzeyinde Korudag tepesi, güneyinde Aktas Tepesi bulunan küçük bir dere yatagidir.Bu dere yatagini çevreleyen bu daglar o zaman ormanla kapli.Dere yataginin bir kösesinde gürül gürül akan bir kaynak suyu. Bu su, halen kislari ilik, yazlari buz gibidir. Bu günkü adi Büyükpinar.


Elvan Seyyid Hazretleri, babasi Haci Murad-i Veli'den aldigi isaretle gelip bu pinarin basina yerlesir.Görevi, bu toprak parçasini vatan yapmaktir. Çevresindeki göçebe Türkler, üçer-beser Elvan Seyyid Hazretleri'nin etrafinda toplanirlar.Çünkü burada isik vardir. Nur vardir. Haci Murad-i Veli'nin oglu Elvan Seyyid Hazretleri vardir.Bu Islam nurunun etrafinda toplanilacak birlik, dirlik, kardeslik iklimi olusacaktir. Fütüvvet gerçeklesecek, Anadolu vatanlasacak, Türklesecektir. Sonuçta bütün bunlar gerçeklesir. Türk ve Müslüman bir yerlesim yeri kurulur. Adi da Elvan Seyyid Hazretleri'nin adina ve cografi konumuna izafeten DERE SEYDİ olur.


Ne güzel isim, ne güzel mekan...


Dere Seydi çevrenin ilim ve irfan merkezi . Elvan Seyyid Hazretleri buraya Islam'in mührü olan camisini yapmis. Camini yanina tekkesini açmis. Tekkeye gelenleri doyuracak bir çorbalik da var. Hatta hayvanlar için bir ahirda var. Çevrenin insanlari gruplar halinde gelip tekkeden Feyz aliyorlar. Maddi ve manevi ilimleri ögreniyorlar. Yöre insanlari ve topraklari ortaçagin karanliklarindan kurtulup iliklerine kadar Islamlasiyor ve Türklesiyor. Elvan Seyyid Hazretleri'nin söhreti de yayildikça yayiliyor. Adi, dilden dile dolasarak ta ötelere gidiyor. Çevresindeki insanlar O'nu yücelttikçe yüceltiyor.


 Iste tam bu siralarda yöre Bey'inin dogani, yani atmacasi kayip olur. Bey avciliga merakli. Bu doganla avlanmaktadir. Doganin kaybolmasi Bey'in canini çok sikar. Beyin dogani bulunmazsa olmaz. Etrafa adamlar salinir. Aranir-taranir . Maalesef dogan bulunamaz. Bir gün bir ihtiyar kisi Beyin huzuruna çikar: ”Beyim kaybolan doganinizi ancak Dere Seydi köyündeki Elvan Seyyid Hazretleri bulabilir. Gidip O'na sorun.”der. Bu haber üzerine Bey üç atli adamini Elvan Seyyid Hazretleri'ne gönderir.


Bey'in adamlari, yollarina devam ederken kalplerine süpheler düser:Bu ayagina gittigimiz zat gerçek bir Allah dostumu yoksa, bizi bos yere dagdan daga kosturacak cahil bir insan mi? Bunu anlamak için bu zati bir imtihana tabi tutalim, bir deneyelim. Bu imtihani kazanir, basarirsa Bey'imizin doganinin yerini de dogru olarak bilebilir. Aksi takdirde dönüp gidelim.derler. Ve su karara varirlar: Birincisi derki;Ben hiçbir sey söylemeden bana bugusu üstünde tüten sicacik helva ikram etsin & .Ikincisi der ki Bana da dalindan yeni kopmus kirmizi bir elma sunsun Üçüncüsü de der ki Bana da aradigimiz doganin yerini söylesin. Kalplerindeki bu üç istek yerine getirilirse, Elvan Seyyid Hazretleri'nin gerçek bir Allah dostu olduguna inanacaklar ve O'nun sözleri dogrultusunda kayip dogani aramaya devam edeceklerdir. Aksi taktirde dönüp memleketlerine gideceklerdir.


Beyin adamlari , kalplerindeki bu niyetleri ile Dere Seydi köyündeki Elvan Seyyid Hazretleri'nin tekesine gelip Seyh'i sorarlar. Elvan Seyyid Hazretleri tekkede yoktur. Her zaman yaptigi gibi, bu gün çamasirlik deresi olarak bilinen , ve kendi asasinin demiri ile çikardigi ve; Asa suyu ;olarak anilan çesmeden abdestini almis; namazgah, halvetgah, inziva mekani olarak kullandigi ve bugün Dokuz Çam tepesi dedigimiz tepedeki halen mevcut bulunan çamlarin altinda ibadetle mesguldur.


Tekkedekilerin beyani üzerine Bey'in adamlari Dokuzçam'da Seyh'in huzuruna çikarlar. Atlarini baglamak için bir telasin içine girerler. Elvan Seyyid Hazretleri, atlari serbest birakmalarini kaçmayacaklarini söyler. Atlar sahipleri tarafindan serbest birakildiklari halde kaçmamislar ve sakin bir sekilde beklemislerdir. Bu durum Seyh'in ilk keramet ifadesi olmus ve Bey'in adamlari saskin bir vaziyette huzura gelmislerdir.


Selamlasma faslindan sonra Elvan Seyyid Hazretleri Siz uzun yoldan geldiniz acikmissinizdir, sohbetten önce taam gerek.deyip üzerinde oturmakta oldugu postunun çapini kaldirip buradan çikardigi bir tabak dolusu üzeri buram buram tüten sicacik helvayi birinci misafirine sunar. Sonra gölgesinde oturmakta oldugu çam agacini hafifçe sallayarak ;çam; agacindan dökülen kipkirmizi elmalardan birkaç tanesini ikinci misafirine ikram eder. Daha sonra üçüncü misafirine dönüp; Senin niyetin olan ve aramakta bulundugunuz dogan, su karsi da görülen dagin yamacindaki çesmenin basinda bulunan kusburnu çalisina kanadi takilmis olarak duruyor. Gidip oradan da doganinizi alabilirsiniz. der. Vaziyet karsisinda saskina dönen Bey'in elçileri Elvan Seyyid Hazretleri'nin katiksiz bir Allah dostu oldugunu anlarlar. Özürler, aflar dileyip, etek öperek huzurundan ayrilirlar. Kendilerine tarif edilen çesmenin basindaki çalinin yanina vardiklarinda da aradiklari dogani, kanadi çaliya takilmis olarak bulurlar. Adi geçen çesmenin ismi bugün bu olaya izafeten Atmaca Pinari'dir.


Bey'in adamlari, dogani bulmus ve Elvan Seyyid Hazretleri gibi bir zatla tanismis olmanin sevinç ve heyecani ile memleketlerine döner ve tüm bunlari Beye anlatirlar. Bey duyduklari karsisinda hayretler içerisinde kalir. Böylesine kerametler gösteren ve çok sevdigi doganin bulunmasini saglayan Seyh'i taltif etmek, ödüllendirmek ister. Ayrica Anadolu topraklarini vatanlastirmak, Türklestirmek ve Islamlastirmak yolunda olan Elvan Seyyid Tekkesini maddi yönden güçlendirmeyi düsünür. Bunun içinde kendi özel mülkü olan Dere Seydi Köyü arazilerini Elvan Seyyid Tekkesine vakfeder. Ayrica bu bölgeden toplanacak olan ösür vergisinin de Elvan Seyyid Tekkesi çorbaligina verilmesini emreder.


Elvan Seyyid Hazretleri'nin misafirlerine ikram etmek için çam agacindan elma toplamasi mucizesi geregince ve bu mucizenin unutulmamasi amaciyla o güne kadar Dere Seydi olan köyün ismi ELMALI olarak degistirilmistir. Köyün 1971'de belediye olmasi ile ve Türkiye deki diger ELMALI isimli yerlesim birimleri ile karistirilmamasi düsüncesiyle ELMALIK olarak tekrar degistirilmistir.


Bütün yöre halkinin bildigi gibi bu bölgede yöreye adini verecek kadar bol miktarda elma yetismemistir ve soguk iklimi, yüksek rakimi sebebiyle yetismesi de mümkün degildir. Elmali ismi köyümüze, yukarida anlattigimiz Elvan Seyyid Hazretleri;nin mucizesine binaen verilmistir.


Yöremizin topraklari ile yogrularak, buralarin vatan olmasini saglayan, köyümüze adini veren ve manevi destegimiz, koruyucumuz olan Elvan Seyyid Hazretleri'nin mütevazi türbesi halen Elmalik kasabasi mezarliginin tam orta yerinde bir abide gibi durmaktadir. Her acili, sikintili ve her mutlu, gururlu günümüzde O'ndan manevi destek almakta ve tarihimizle gurur duymaktayiz. Bizi biz yapan bu Horasan Eri Elvan Seyyid Hazretleri'nin ruhu sad olsun.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol